
Fintech’lerin Tarihteki Gelişimi | Strong Bosses | Kasım 2022
Finansal teknolojiler, bankaların internete girmesinden bu yana gözümüzün önünde ivmelenerek gelişiyor. Giderek nakitsiz bir topluma dönüşme yolunda finansımızı daha iyi anlamamıza ve yönetmemize yardımcı olacak uygulamalar ve platformlar oluşurken, bize daha yumuşak bir deneyim sunan yeni nesil bankalar da hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı: Fintech‘ler.
Bankacılık ya da ödeme teknolojisindeki bu son patlama hayatımıza bir anda girmedi. Fintech’lerin kökenini 1880’lerde aramak gerekiyor; paranın telgraf ve mors alfabesi ile hareket ettirildiği dönemde. Fintech 1.0 (1886-1967) olarak adlandırılan bu dönemde günümüz standartlarına göre son derece “temel” bir hizmet olan ve finansal işlemlerin uzak mesafelerden gerçekleştirilmesini sağlayan bu teknoloji, altyapı ve ulaşımın günümüzde olandan çok daha farklı ve hâlâ gelişmekte olduğu o yıllar için adeta devrim niteliğindeydi.
1967 senesinde İngiltere bankası Barclays tarafından ilk ATM‘nin kurulması ise Fintech 2.0’ın (1967-2008) başlangıcıydı. 1970’lerde dünyanın ilk dijital borsası NASDAQ ve finansal kurumlar arasında büyük hacimli sınır ötesi ödemeleri kolayca gerçekleştirmeye olanak tanıyan SWIFT kuruldu. 1980’lerde ise bankalarda milyonlara aynı anda hizmet verebilen ana bilgisayarlar büyük bir yükseliş yaşadı. Bu 10 yıl süresince çevrim içi bankacılıktaki büyüme, finans kuruluşlarına ve paraya olan algıyı dönüştürüp insanların iş yapış şeklini değiştiren çevrim içi bir devrim yarattı.
1990’larda müşterilerin paralarını farklı şekillerde yönetmeye başlaması ile dijital bankacılığın ilk adımları duyuldu. Dünya daha fazla çevrim içi hale geldikçe, geleceğin yeni ödeme sistemlerine gebe kalacağına işaret eden bu dönemde PayPal (1998) hayatımıza girdi. Ekonomide her şey kusursuz gidiyordu, öyle ki dönemin İngiltere başbakanı Gordon Brown, dünya için “canlanma ve artık çöküşün sonu” ilanında bulunmuştu. Ancak bu fintech çağının perdesini indiren ve bir sonraki dönemin yeniliğini harekete geçiren 2008 küresel finans krizi yaşandı.
Yaşanan bu küresel baskın, bankalara olan güveni derinden sarstı ve piyasayı yeni sağlayıcılara açarak Fintech 3.0’1 (2008-günümüz) kucakladı. 2009’da Bitcoin doğdu ve onu blok zincir teknolojisini kullanan yeni para birimleri takip etti.Mobil cihazların yükselişi ve internetin yaygınlaşması finansal hizmetlere erişimi kolaylaştırdıkça finansal teknolojilere talep arttı.
Yatırımcılar ve tüketiciler arasında yeni ürün ve hizmet dalgasını harekete geçiren yenilikçilik iştahı “start-up çağı”nı doğurdu. Yerleşik bankalar bile start-up’lar gibi hareket etmeye ve markalaşmaya başladı. Bu; Fintech 2.0 döneminin yerleşik bankalardan uzaklaşma trendi, Fintech 3.0’ın belirleyici unsuru oldu. Bunu desteklemek için üçüncü taraf şirketlerin finansal verilere ulaşmasını sağlayan açık bankacılıktan yararlanan dijital bankacılık ürünleri yaratmayı kolaylaştırmak için yeni teknolojilere giden yolu örüldü.
Fintech 2.0 çağının perdesini indiren ve bir sonraki dönemin yeniliğini harekete geçiren 2008 küresel finans krizi, bankalara olan güveni derinden sarstı ve piyasayı yeni sağlayıcılara açarak Fintech 3.0’I kucakladı.
BaaS (banking as a service) platformları, bankaların ve diğer finansal kurumların karmaşık eski sistemlerden sıyrılmasını sağlayıp, müşteri deneyimini iyileştiren dijital bankaların yani “neo-bankalar“ın önünü açtı.
Bütün bu tarihsel evreye bir virgül daha atmak gerekiyor: Fintech 3.5. 1886’da başlayan Fintech 1.0 döneminde, birileri Atlantik Okyanusu’nun altına bir kablo gerdi ve bu, bankaların ve finans sektörünün gelecek yüzyıldaki iş yapış biçimini şekillendirdi. Önceki fintech dönemleri, coğrafi olarak okyanusun altındaki telin etrafında büyüdü ve gelişimini daha çok Avrupa ve ABD‘de yaşadı. Fintech 3.5 ise tüketici davranışlarındaki değişiklikleri ve gelişen dünyada internete nasıl erişebildiklerini tanımlayan bir kavram. Finans dünyasının batı hakimiyetinden çıkarak dijital bankacılığın dünya çapında yükselişe geçtiği bir küreselleşme dönemini tanımlıyor. Bugün dünya genelinde fintech kullanımının en fazla olduğu iki ülke, okyanusun altındaki ilk telgraf kablosundan çok uzakta konumlanan Çin ve Hindistan. Bu ülkeler, batının fiziksel bankacılık altyapısına yük olmadılar ve bu sebeple de yeni çözümleri batılı emsallerinden çok daha hızlı benimsediler.
Bir sonraki adım küçükten giriş yaptığımız Fintech 4.0 ancak dünya şu anda büyük bir pandemiden ve sonrasında gelen ekonomik kriz, savaş ve onun tetiklediği enerji krizinden kurtulmaya çalışırken geleceği tahmin etmek zor. Bununla beraber, dijital çağda pazar taleplerine uyum sağlamanın kaçınılmaz önemi, makine öğrenimi, nesnelerin interneti, yapay zeka ve blockchain gibi yıkıcı teknolojilerdeki ilerleyişin hem fintech’lerin sayısını hem de bu alana yapılan küresel yatırımların miktarını kaçınılmaz şekilde artırmaya devam edeceğini bilmek için kristal bir küreye gerek yok.
Bu haber Kasım 2022 tarihinde ilk olarak STRONG BOSSES‘da yayınlanmıştır, haberin devamını buradaki linkten okuyabilirsiniz.